Hikayemiz
Gümüşlük Anıları
Ben Erhan Turan. Gümüşlük’ün Erhan Ustası. Bilinen edebiyat tarihi boyunca uğruna şiirler yazılan Ege Denizi’nin belki de karaya en güzel tebessüm ettiği yer olan Gümüşlük sahiline vardığımda sene 1983’tü. Büyük şehirler veya Bodrum’un çok farklı ve heyecan verici yerleri olmasına rağmen, köyden dahi küçük olan Gümüşlük’ün benim için yıllarımı vereceğim bir durak olacağından çocuk aklımla haberim yoktu. Ustalarım çekingen ama her zaman tebessüm eden meraklı bir çocuk olduğumu söylerlerdi. O masmavi denizin kıyısında bulaşık yıkayarak apayrı bir kültür olan Ege usulü deniz mahsülleri mutfağı maceram da böylece başlamış oldu.
Bu konudaki hünerimi ve tecrübemi bugün aramızda olmayan Gümüşlük’ün ilk balık şeflerinden Kel Mete’nin yanında edindim. Balığı veya başka bir deniz mahsulünü laboratuar misali dokunduğunda yağ ve diğer durumunu analiz edebilen ve her ürünün kendine has bir sürede pişmesi gerektiğini söyleyen yetenekli bir adamdı. Tıpkı babaannelerinizi, anneannelerinizin size bir şekilde anlatmaya çalıştığı “el ayarı” “el hüneri” diye tabir ettiği durumu bizzat yerinde gözlemlemekteydim.
O yıllar, Gümüşlük Bodrum’un çok ama çok ücra bir köşesi olarak görüldüğü için şebeke suyu altyapısı yoktu. Belki kiminiz hatırlar. O yıllarda su kuyuları vardı. Kuyulardan su çekerdik. Elektrik de çok istikrarlı sayılmazdı. Gaz lambası kullandığımız akşamların sayısı bir hayli fazlaydı. Ancak, Gümüşlüklülerin ve Gümüşlük severlerin o senelerde mahrum olmadığı az sayıdaki avantajdan birisi lezzetdi. Belki su kuyusu, gaz lambaları vardı ama lezzeti oluşturan unsurlardan birisi de en az bir şefin becerisi kadar mahsüllerin de doğallığı ve tazeliğiydi.
Böylesine güzel anıların içerisinde yetişen ben Erhan Usta, Şef Kel Mete’den edindiğim tecrübelerim ile birlikte lezzetin parçalarını tamamlamak için her gün sabah erkenden en taze ve doğal mahsülü tedarik etmek için yola çıkıyorum.
38 yıl önce geldiğim Gümüşlük’te tebessümü Egenin narin esintisini anımsatan güzel eşim Ayda Turan ile tanışıp, lezzet dolu bir serüvende kendime harika bir kılavuz edinmiş oldum. Bugün iki çocuğumuz var. Kızım harika bir şef olma yolunda ilerliyor. Oğlum ise işletmecilik konusunda çok becerili. O çekingen meraklı çocuk bugün eşi, çocukları ve neşeli profesyonel bir ekiple Gümüşlük balık kültürünü dünden bugüne aktarmak için uğraş vermektedir.
Sizi ağırlamaktan mutluluk duyarız. Tıpkı 1983 yılından bu yana olduğu gibi.
Hikayemiz
Gümüşlük Anıları
Ben Erhan Turan. Gümüşlük’ün Erhan Ustası. Bilinen edebiyat tarihi boyunca uğruna şiirler yazılan Ege Denizi’nin belki de karaya en güzel tebessüm ettiği yer olan Gümüşlük sahiline vardığımda sene 1983’tü. Büyük şehirler veya Bodrum’un çok farklı ve heyecan verici yerleri olmasına rağmen, köyden dahi küçük olan Gümüşlük’ün benim için yıllarımı vereceğim bir durak olacağından çocuk aklımla haberim yoktu. Ustalarım çekingen ama her zaman tebessüm eden meraklı bir çocuk olduğumu söylerlerdi. O masmavi denizin kıyısında bulaşık yıkayarak apayrı bir kültür olan Ege usulü deniz mahsülleri mutfağı maceram da böylece başlamış oldu.
Bu konudaki hünerimi ve tecrübemi bugün aramızda olmayan Gümüşlük’ün ilk balık şeflerinden Kel Mete’nin yanında edindim. Balığı veya başka bir deniz mahsulünü laboratuar misali dokunduğunda yağ ve diğer durumunu analiz edebilen ve her ürünün kendine has bir sürede pişmesi gerektiğini söyleyen yetenekli bir adamdı. Tıpkı babaannelerinizi, anneannelerinizin size bir şekilde anlatmaya çalıştığı “el ayarı” “el hüneri” diye tabir ettiği durumu bizzat yerinde gözlemlemekteydim.
O yıllar, Gümüşlük Bodrum’un çok ama çok ücra bir köşesi olarak görüldüğü için şebeke suyu altyapısı yoktu. Belki kiminiz hatırlar. O yıllarda su kuyuları vardı. Kuyulardan su çekerdik. Elektrik de çok istikrarlı sayılmazdı. Gaz lambası kullandığımız akşamların sayısı bir hayli fazlaydı. Ancak, Gümüşlüklülerin ve Gümüşlük severlerin o senelerde mahrum olmadığı az sayıdaki avantajdan birisi lezzetdi. Belki su kuyusu, gaz lambaları vardı ama lezzeti oluşturan unsurlardan birisi de en az bir şefin becerisi kadar mahsüllerin de doğallığı ve tazeliğiydi.
Böylesine güzel anıların içerisinde yetişen ben Erhan Usta, Şef Kel Mete’den edindiğim tecrübelerim ile birlikte lezzetin parçalarını tamamlamak için her gün sabah erkenden en taze ve doğal mahsülü tedarik etmek için yola çıkıyorum.
38 yıl önce geldiğim Gümüşlük’te tebessümü Egenin narin esintisini anımsatan güzel eşim Ayda Turan ile tanışıp, lezzet dolu bir serüvende kendime harika bir kılavuz edinmiş oldum. Bugün iki çocuğumuz var. Kızım harika bir şef olma yolunda ilerliyor. Oğlum ise işletmecilik konusunda çok becerili. O çekingen meraklı çocuk bugün eşi, çocukları ve neşeli profesyonel bir ekiple Gümüşlük balık kültürünü dünden bugüne aktarmak için uğraş vermektedir.
Sizi ağırlamaktan mutluluk duyarız. Tıpkı 1983 yılından bu yana olduğu gibi.
Ne Sunarız?
Ne Sunarız?
Gelenek
CGümüşlük balık kültürü ardında emek olan yerel bir geleneğe dayanmaktadır. Biz tam olarak bunun için çalışır, hazırlar ve sunarız.
TAZELİK
Balığın yanı sıra sebzenin ve garnitürün de en taze olanı için her sabah günlük alışveriş yaparız. Bizce taze ve doğal olanın lezzetin önemli bir parçasıdır.
Lezzet
İşte bu kökeni 1983 yılına dayanan uzun bir hikayenin en sır dolu kısmıdır. Bunu sizinle yemeğin son halinde paylaşmayı doğru buluyoruz. 🙂
ÇEŞİT
Burası Gümüşlük. Egenin balık mutfağı merkezi. Deniz mahsüllerinde belli bir standardı arayan müşterilerinize her çeşidi sunmalısınız.
YERELLİK
Size sunduğumuz tüm ürünleri mümkün mertebe yerel esnaf ve üreticilerden tedarik ederiz. Hem ilçe ekonomisine katkı ve hem de taze olanı sunmak için iyi bir çözümdür.
PROFESYONELLİK
Misafirlerimiz, kimi zaman hoş bir aile yemeği için, kimi zaman önemli bir ticaret ortağını ağırlamak için işletmemize gelirler. Tüm yerel tatları büyük bir ciddiyetle sunmak önemli görevlerimizdendir.